Türkiye Cumhuriyeti, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, milletimizin kadın-erkek, genç-yaşlı demeden omuz omuza verdiği Ulusal Bağımsızlık Savaşı ile kurulmuş, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak da, 102 yıldır Dünya’nın en zorlu coğrafyalardan birinde çağdaşlaşmayı, barış içinde yaşamayı ve bir bütün olarak kalmayı başarmış kutsal bir emanettir.
Bu devletin en temel dayanaklarından biri de, bağımsızlığını kanıyla kazanan Türk Ordusu’dur.
Bu gerçekler ışığında, Türk Silahlı Kuvvetleri saflarına katıldıkları en anlamlı günde, teğmenlerimizin devletin temel değerlerine ve Ebedi Başkomutanlarına bağlılıklarını dile getirmeleri bir disiplin suçu değil, aksine gurur verici bir davranıştır.
Anayasa’nın 26. maddesiyle güvence altına alınan düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gereken bu durumu suç olarak görenler, neye ve kime hizmet ettiklerini iyi düşünmelidir.
Ne yazık ki, Yüksek Disiplin Kurulu’ndaki 9 üyenin 5’i, bilinmeyen(!) saiklerle bu gerçeği görmekten kaçınmış ve hukuksuz bir ihraç kararına imza atmıştır.
Daha vahimi, bu ihraç kararının gerekçesi olarak gösterilen disiplin suçunun hukuken hiçbir karşılığı yoktur. 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 20. maddesinde, TSK’dan ayırma cezası gerektiren fiiller açıkça sıralanmıştır ve teğmenlerimizin sözleri ile davranışları bu maddeler içinde yer almamaktadır.
Kanunu okumak dahi bu hukuksuzluğu görmek için yeterlidir.
Ayrıca, sıralı amirlerin görevlerini ihmal ettikleri veya emre itaatsizlik ettikleri iddiası da tamamen temelsizdir. Çünkü ortada bir suç yoktur. Eğer hukuk işletilecekse, karar açıkça hukuka aykırıdır; eğer vicdan konuşacaksa, Türk Milleti böylesine haksız bir kararı içine sindiremez.
Daha da trajik olan, Harbiye gibi her yıl Atatürk’ün apolet numarası 1283 okunduğunda “İçimizde!” diye haykırıldığı bir askeri okulda, disiplin suçu ve ihraç gerekçesi aranıyorsa, bu “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyen teğmenlerde değil; Atatürk’ün adını, 10. Yıl Marşı’nı, İzmir Marşı’nı yasaklayanlarda aranmalıdır.
Bu hukuksuzluk bir an önce düzeltilmeli, vatanına, milletine ve devletine bağlı teğmenlerimiz görevlerine iade edilmelidir. Adaletin gereği budur.
Nermin SEÇKİN 11.02.2025