Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan yılbaşı hutbesi;
"Asla unutmayalım ki, kötülüklerin anası olan alkolü, ocakları söndüren kumarı, aile ve toplumu temelinden sarsan zinayı, aklı ve iradeyi devre dışı bırakan uyuşturucu maddeleri, mutsuzluktan başka getirisi olmayan piyango ve diğer şans oyunları gibi haramları, yılbaşı kutlamaları dahil hiçbir eğlence ve kutlama helal ve meşru hale getiremez." Yani yılbaşı kutlamaları bu günahları işlemenizi meşru hale getiremez, diyor. Ee sayın Diyanet İşleri Başkanlığı bunlar zaten günah, bu işe yılbaşını karıştırmanın şimdi ne alemi var. Hayat pahalılığı, bölgesel savaşlar hepimizi depresif bir havaya soktu. Zaten yeni yılın gelişini okullarımızda ve evimizde kutlamanın biraz neşelenmenin ne mahsuru var? Yani Türkiye bu konuları yıllardır neden aşamıyor, ben anlayabilmiş değilim. Yeni yılın gelişini kutlamak neden milli ve manevi değerlerimize aykırı olsun ki.
Ben kendi çocukluğumu, okul günlerimi hatırlıyorum. Sınıfımızı süslerdik, yılbaşı kartları tasarlardık, Ptt' nin önünde satılan yılbaşı kartlarından alıp uzaktaki eş dost arkadaş akrabalarımıza arkalarına iyi dilekler yazıp gönderirdik. Zarfı yapıştırmadığımızdan tebrik kartı ücreti öderdik. Örneğin, normal mektup 50 kuruşsa, tebrik kartı 15 kuruştu. Kutlamalar süregitsin diye PTT bile kolaylık sağlardı. Bize de bir dolu yılbaşı tebrik kartı gelirdi, onları biriktirip arkadaşlarımıza gösterirdik. Yılbaşında birbirimize küçüķ hediyeler alır, tombala oynar, çerez yerken bir yandan da televizyon özel programını izlerdik. Bunlar güzel hatıralar olarak kalmış aklımda.
Hırsızlık mı yapıyoruz? Cinayet mi işliyoruz? Birine küfür mü ediyoruz? Yolsuzluk mu yapıyoruz? Hepi topu yeni bir yıla gireceğiz diye seviniyoruz. Belki yeni yıl bir öncekinden daha güzel geçer, biraz daha rahat ederiz diye umutlanıyoruz. Bırakın bu hayat tarzı tartışmalarının peşini Yılbaşı kutlamak manevi değerlerimize zarar vermiyor ama bu kutuplaştırıcı dil, bu açıklamalar milli birlik ve beraberliğimizi örseliyor.
Yapmayın !
Eğer bir mühendis bilimin dışında insanların zarar göreceği bir yanlışlık yapsa, TMMOB tarafından meslekten ihraç edilir.
Keza doktorların da bu tarz hatalı uygulamalarında tabib odaları gerekli yaptırımları uygulamakta tereddüt etmezler.
Şimdi soruyorum:
Sosyal medyada kafasına sarık sarmıs garip sakallı tipler cennetteki 70 ton kahvaltıdan bahsediyor. Orada hurilerle yaşanacak orgazmların detayına kadar abuk sabuk videolar dönüp duruyor .
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bu şahıslara bir yaptırımınız yok mu?
Diyanet işlerinde çok sayıda din alimi olduğu şüphesiz. Lütfen bir beyanat verin, bu adamların söyledikleri doğru değildir ve bu insanlar din alimi değildir diye bir fetva verin. Suspus durunca sorun çözülmüş olmuyor. Yüce dinimize de çok zarar veriyor.
Sessiz kalmak, eğer bu adamlar yalan ve yalnış söylüyorsa suça ortak olmaktır.
Yeni yılda dilekleriniz gerçek olsun
Sağlıcakla kalın. . .
