Lozan: Türkiye Cumhuriyeti’nin Tapusu

Lozan: Türkiye Cumhuriyeti’nin Tapusu

 

Tarihi milletler yazar, fakat onu kalıcı kılanlar, gerektiğinde bedel ödeyenlerdir. Türk milleti, 20. yüzyılın başında varlığına yönelen ölümcül tehdide karşı ayağa kalkarak sadece bir kurtuluş savaşı değil, bir varoluş destanı yazmıştır. Bu destanın diplomatik mühürü ise Lozan Antlaşması’dır.

 

Lozan, bir milletin yeniden ayağa kalkışıdır.

Bir imza değil, bir iradedir.

Bir belge değil, bir bağımsızlık manifestosudur.

 

Buna karşılık Sevr, Türk milletinin tarih sahnesinden silinmesi için hazırlanmış bir dayatma metnidir. Toprakları parçalanmış, egemenliği yok sayılmış, ekonomisi ve ordusu felç edilmiş bir halkın önüne konan bu antlaşma, bağımsızlığını yitirmiş sömürge ülkelerin kaderini dayatıyordu.

 

Ancak Türk milleti bu dayatmayı reddetti.

Ve onun öncüsü Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tü.

 

Sevr’i yırtıp tarihin çöplüğüne atan mücadele, sadece bir kurtuluş değil; yeni bir devletin, çağdaş bir cumhuriyetin doğum sürecidir. Lozan, bu doğumun tapusudur. Atatürk’ün şu sözü, antlaşmanın ruhunu özetlemektedir:

 

“Türk milleti esir edilemez!”

 

Lozan’da yalnızca sınırlar çizilmedi; bir milletin geleceği garanti altına alındı. Kapitülasyonlar kaldırıldı, Osmanlı borçları sınırlandırıldı, egemenlik tam anlamıyla Türkiye’ye geçti. Ve dünya, Türk milletinin boyunduruk altında yaşamayacağını bir kez daha gördü.

 

Bugün hâlâ Sevr’i masum göstermeye, Lozan’ı küçümsemeye çalışanlar varsa, bu yalnızca tarih bilgisizliği değil; aynı zamanda milletin hafızasına suikast girişimidir. Oysa biz unutmuyoruz:

Lozan varsa, Türkiye Cumhuriyeti vardır.

 

Ben;

Lozan’ı bir zafer bilenlerdenim.

Cumhuriyeti emanet değil, bir namus sayanlardanım.

Atatürk’ü yalnızca bir lider değil, bir yol gösterici olarak görenlerdenim.

Ve bu ülkenin tapu senedine sahip çıkmayı görev bilenlerdenim.

 

Lozan’a hakaret edenle yolum kesişmez.

Sevr’e özenenle hiçbir ortak yanım olamaz.

Atatürk’ü karalayanla aynı geleceği paylaşmam.

 

Çünkü ben geçmişime sırtımı dönmem,

Çünkü ben vatanımın şerefini pazarlık masasına koymam.

Çünkü ben, bir milletin onurunu tarihe mühürleyenlerin safındayım.

 

Ve her defasında gururla söylerim:

Ne mutlu Türk’üm diyene!

 

Nermin Seçkin

13 Mayıs 2025

Loading

Etiketler :

Halk Kürsüsü

SON HABERLER

BU KANAL BİR HALK KÜRSÜSÜ DERNEĞİ YAYIN MECRAASIDIR.

SON HABERLER

©2025- Halk Kürsüsü

Doç.Dr.Tekin Yeken,1960 Kars. Lisans eğitimi, Yıldız Üniversitesi Kocaeli Jeofizik Mühendisliği’nde, Yüksek Lisans ve Doktora eğitimlerini İstanbul Üniversitesi’nde tamamlamıştır. 1993 yılında ABD-Illinois Institute of Technology -Chicago’da bilimsel çalışmalar amacıyla görevlendirilmiştir. Uygulamalı Jeofizik-Jeoelektrik Yöntemler, Hidrojeofizik araştırmalar, Çevre Jeofiziği ve Deprem Sismolojisi
konularında ulusal ve uluslararası birçok yayınları bulunmaktadır. Evli ve iki kız babasıdır.