İhtiyat kelimesinin anlamı, herhangi bir konu üzerinde ileriyi düşünerek ölçülü davranmak, sakınmak anlamlarına gelmektedir. Diğer bir ifade ile farklı durumlar karşısında tedbirli olmak biçiminde de anlatmak mümkün. Bir olay adına önlem almak ve hataya düşmeden durumu doğru şekilde atlatmak şeklinde öne çıkıyor.
Biraz dikkat biraz özen biraz temkin iceriyor ama oldukça önemli. Bazen ihtiyatlı olmak durumundayız. Çevremizden çok sık uyarılar alırız ihtiyatlı olma konusunda. Öneriler bizi biraz koruyucu biraz başımıza gelecek şeylerden kurtarıcı özellik taşır ama maalesef bütün uyarılara bütün gerekliliklere rağmen pek de ihtiyatlı davrandığımız söylenemez.
İhtiyat nedir diye baktığımızda herhangi bir konuda tedbirli davranmak, sakınma, ölçülü olma anlamına geliyor. Bizi nelerin beklediğine karşı kuşkularımız vardır, bir takım dertlerimiz vardır. Bizim birazcık hazırlıklı olmamız, bizi karşılayacak şeylere karşı hazırlıklarımız olması gerekir. Bizim neyle karşılaşacağımız belli değildir. Önceden tedarikli olmak, bazı konularda dikkati elden bırakmamak, böyle hemencecik kendimizi salmamak, bir konuda öyle aceleye getirilmiş, aceleye gelmiş düşüncelerle hareket etme, biraz işin olurunu takip etme, bu iş nasıl oluyor, nasıl yürüyor, bana düşen nedir, bu konunun sonunda neler olabilir tarzında birtakım önsezileri de harekete geçirmek gerekiyor ama ne yazık ki ihtiyat bütün önemine rağmen, bütün değerine rağmen pek de fazla rağbet ettiğimiz birşey değil. Kaza olduktan sonra konuşan çok oluyor. Başımıza gelenlerle ilgili herkes bir hikaye anlatıyor ama baştan dikkat etseydik, baştan bu konunya özen gösterseydik bu sorunların hiçbirini belki de yaşamyacaktık.
İnsan tabii ki çok karmaşık, çok kompleks bir varlık. İhtiyattan bahsettiğimiz zaman öyle tek boyutlu insan ilişkilerine dayanan perspektife bakarak yola çıkmıyoruz. O kadar çok boyutlarımız var ki... Örneğin hayat sanki ekonominin etrafında dönüyor gibi ihtiyat derken hepimizin aklına parayı getiriyor, tasarrufu getiriyor. İnsanın ayakta durması, kendine yeterlilik kazanabilmesi, kimseye muhtaç olmaması için bir kere herşeyden önce şu ekonomik ihtiyat konusunu dikkate alması gerekiyor.
Ninem şöyle derdi: Üç günlük dünyaya dört günlük nafaka lazım.
İhtiyatı elden bırakmayın.
Kalın saglıcakla.