MESELE KAAN DEĞİL YALAN
Yerli ve milli muharip uçağımız KAAN hakkında iktidar kanadından gelen çelişkili açıklamalar, devlet yönetimindeki zafiyeti sorgulatıyor. Erdoğan’ın Trump görüşmesinde gündeme gelen diğer stratejik konular bile bu tartışmanın gölgesinde kaldı.
Önce bu açıklamalara bakalım:
· Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (28 Eylül 2025): New York’taki Türkevi’nde yaptığı açıklamada, “Şu anda almayı beklediğimiz F-35 ve KAAN’ın motorları var. ABD Kongresi’nde bekletiliyor, lisansları durmuş durumda. Onların hayata geçirilmesi lazım ki KAAN’ların üretimi başlayabilsin. Bizim ABD ile olan ilişkimizde sınırlamaların olması, bizi ister istemez uluslararası sistemde daha farklı arayışların içerisine itecek” dedi.
· Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün: Fidan’ın sözlerinin ardından, “KAAN’ın teslimat takviminde gecikme yok. Tek kaynağa bağlı kalmıyoruz, alternatif tedariklerle çalışıyoruz. Yerli motor çalışmaları planlandığı gibi sürüyor. Seri üretimimizi riske atmamak için de yalnızca tek bir kaynağa bağlı kalmıyor, farklı tedarik kanallarıyla çalışıyor, alternatifleri eş zamanlı olarak değerlendiriyoruz” açıklamasını yaptı.
· Gazeteci Cem Küçük (30 Eylül 2025): TGRT’deki, kendisi gibi iktidara yakın dört gazeteci ile katıldığı, bir programda “KAAN prototipleri için ABD menşeli motorlar kullanıldığını, TSK’ya teslim edilecek ilk 45 KAAN için de ABD’den 90 motor sözleşmesi yapıldığını, Hakan Fidan’ın kastettiği motorların bunlar olduğunu” söyledi.
Bu bilgi Türk halkından gizlenmişti, yeni öğrendik.
Dahası Cem Küçük, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bu konuda yanlış bilgi verildiğini, “Erdoğan’ın tüm uçakların yerli ve milli motorlarla üretileceğini sandığını, ancak gerçeğin farklı olduğunu” öne sürdü.
· Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) (1 Ekim 2025): Küçük’ün sözleri üzerine, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yanlış bilgi verildiği iddiaları açık bir dezenformasyondur. Cumhurbaşkanımız projeye doğrudan liderlik ediyor, tüm gelişmelerden haberdardır”açıklamasını yaptı.
****************************
SEÇİM MALZEMESİ YAPILINCA
İlk prototip uçtuğunda CB Erdoğan şu sözlerle coşturmuştu bizleri: “KAAN projesini baltalamaya çalışan işbirlikçilere rağmen milli muharip uçağımız hamdolsun bugün göklerle buluştu. Yaptık ve yapmaya devam edeceğiz.” Bu ifadeyle, projenin iç ve dış engellemelere rağmen başarıldığının altını çizmişti.
Şimdi yapılan tartışmalardan öğrendik ki, KAAN prototipinin uçuşunda kullanılan motor ABD menşeli. Seri üretimde ilk etapta TSK’ya teslim edilecek 45 uçağa da ABD’den gelecek motorlar takılacak.
Görüyoruz ki, motor ithal ama söylem yerli; bu çelişki, savunma sanayiinden çok, dürüstlük ve şeffaflığa dair bir sorunu işaret ediyor.
Yerli motorun geliştirilmesi için testler 2026’da başlayacak. Yerli motorla KAAN’ın uçuş testlerinin 2032 yılına kadar başlaması hedefleniyor. Yani KAAN’ın tamamen yerli motorla uçması için en az 7–10 yıllık bir süreç söz konusu.
Beşinci nesil bir muharip uçak yapmak, doğal olarak uzun ve zorlu bir süreçtir. Bu aşamaya gelmek de önemli ve değerlidir. Normal olmayan şey; bu gerçekleri açıkça söylemek yerine, seçim kampanyasında savunma sanayii ürünlerini kullanmak ve bu kampanyalarda “tamamen yerli ve milli uçak, uçak gemisi ve İHA/SİHA’lar yaptık” propagandası yapılmasıdır.
Aynı şekilde, F-35 projesinden çıkarıldığımızda F-16’ların F-35’ten üstün olduğuna dair söylemler geliştirildi. Oysa gördük ki Erdoğan- Trump buluşmasında F35 ve F16 alımları da masada idi. Demek ki F35 alınması bir ihtiyaçmış. Yeni F16 alımları ve mevcutların modernleşmesi de bir ihtiyaçmış.
Demek ki o gün söylenenler doğru değil, siyasi amaçlıydı.
Bugün Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın -ama kasıtlı ama sehven- “ağzından kaçırdığı” bilgilerden anladık ki, yalnızca KAAN değil, birçok SİHA ve İHA’mızın motorları da ithal. Ambargo geldiğinde üretim aksıyor. Bunu dile getirenler ise “yerli ve milli projelere karşı olmakla” suçlanıyor.
Hayır, mesele KAAN değil. Her Türk milli savunma sanayiinin gelişmesini ister. Mesele halka söylenen YALANLARDIR.
Gerçekler er ya da geç ortaya çıkar.
****************************
CEM KÜÇÜK’ÜN BÜYÜK GAFI
Cem Küçük’ün açıklaması ve bunun İletişim Başkanlığı DMM tarafından yalanlanması iki ihtimali gündeme getirdi:
Eğer Cem Küçük doğruyu söylüyorsa; devletin en kritik projelerinden biri hakkında Cumhurbaşkanına eksik veya yanlış bilgi verilmiştir. Böyleyse Erdoğan Trump görüşmesine hazırlıksız girmiştir. Bu ihanet boyutunda bir hata sayılabilir.
Ancak ben Cem Küçük’ün yanıldığı veya yanıltıldığını düşünüyorum. DMM açıklaması da bu yönde. Peki, Cem Küçük bu açıklamasıyla hangi siyasetçi veya bürokratları ve hangi sebeple hedef göstermiş olabilir?
Cem Küçük doğruyu söylememişse yani “Erdoğan projeye doğrudan liderlik ediyor ve tüm gelişmelerden haberdar” ise neden “yerli ve milli uçak” propagandası altında motorların ithal olduğu, ABD’nin ambargo koyduğu bilgisi vatandaşlardan gizlendi?
Her iki ihtimal de düşündürücüdür. Çünkü ya Cumhurbaşkanı yanlış bilgilendirilmiştir ya da halk.
SONUÇ: KAAN projesi Türkiye için stratejik bir adımdır, buna kimsenin itirazı olamaz. Yanlış olan, bu projeyi seçim malzemesi haline getirmektir, halkın doğru bilgilendirilmemesidir.
Mesele uçak veya motoru değil; mesele üretilecek KAANLAR değil, mesele söylenen YALANLARdır.
Gerçekleri saklamak, yalnız bugünün değil yarının güvenini de kaybettirir.
Ruhittin Sönmez
02.10.2025